TOKYO CAMİİ CUMA HUTBESİ “ŞÜKÜR SANA EY ŞEKÛR“

Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı, bütün yıldızları insanın hizmetine vermiştir. Yağmurun müjdecisi olan rüzgârları göndermiş, yağmurla hayat verdiği ölü topraktan nice bitkileri, bağları ve bahçeleri çıkarmıştır.

Aziz Müminler!
İnsandan beklenen, bitmez tükenmez nimetleri kendisine bahşeden Rabbine şükretmesidir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin!”[i]

Kulluğumuzun en önemli nişanesi olan şükür, nimetten evvel onu vereni görmek ve düşünmektir. Yüce Mevla’nın lütuf ve ihsanını ikrar etmek, verdiğine rıza göstermektir. Nimetlerin kadir kıymetini bilmek, onlara kör ve sağır kesilmemektir.

Şükür, sadece dildeki hamd ü sena değildir. Şükür, kalpte iman ve teslimiyet, akılda tefekkür ve ibret, uzuvlarda ibadet ve itaattir.

Değerli Müminler!
Yüce Rabbimiz “Şekûr”dur, kulunun salih amellerine fazlasıyla karşılık verendir. O halde, şükürle Cenab-ı Hakkın rızasına ve sevgisine talip olalım. Ömrümüze şükürle bereket katalım. “Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.[ii]ilahi fermanına cânıgönülden kulak verelim. Hesap günü gelmeden evvel şükreden bir kul olmaya gayret gösterelim. “Hani Rabbiniz, ‘Eğer şükrederseniz size nimetimi daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti.”[iii] ayet-i kerimesini çokça tefekkür edelim. Bize yakışanın şükür olduğunu ve şükrün nimetleri artırdığını unutmayalım. Nankörlükten, şükürsüzlükten ve kanaatsizlikten Allah’a sığınalım. Peygamber Efendimizin bize öğrettiği şu duayı dilimizden düşürmeyelim: “Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım eyle!”[iv]

[i] Bakara, 2/152.
[ii] Tekâsür, 102/8.
[iii]  İbrâhîm, 14/7.
[iv]  Ebû Dâvûd, Vitr, 26; Nesâî, Sehiv, 60.


TOKYO CAMİİ CUMA HUTBESİ “ŞÜKÜR SANA EY ŞEKÛR“.(PDF)